28 Ağustos 2012

Ben geldiğim yol muyum vardığım yer mi ?

        Bir yolcuyla tanışmıştım bir gece, ansızın denizin kenarında bıçak gibi keskinleşen dalgaların ortasında dikiliyordu.Sert bir kayanın üzerindeydi.Yıldızların yansımasını seyrediyordu, her bir yansımada gözlerinin bıraktığı damlalar vardı.Yorgunluğun  mevsimiydi..Hafif rüzgar yer yer ritmini yükseltiyordu.Etraf tehnaydı.Bu atmosfer bir kaosun tablosunu çiziyordu sanki.

Karşılaşmak için  tablonun tüm detaylarının bitmesini bekliyorduk..Yüksek kontrastlığın kendini ele vermeye başlamasıyla bir cesaret sarmıştı beni..Yanına doğru yaklaştım usulca. Geldiğimi farkettiğini hissediyordum ama tek bir hareket yoktu bedeninden, gözlerindeki dalgalanmalara bile yakalanmamıştım.

Ayağımın altındaki çakılların çıtırtıları eşliğinde küçük adımlarla yanaştım yanına ve gözlerini diktiği yere baktım bir süre..Sonra kulağına eğildim ve dedim ki :

- Ben geldiğim yol muyum vardığım yer mi ?

Hafif bana doğru döndü, kafası önüme doğru bakıyordu.Yüzündeki çizgilerin alfabesini çözmem uzun sürmedi.Anlamıştım.Bana kimseye söyleyemediği bir sır bırakmıştı.

Ben  yolcumun sırlarını toplayandım.Biriktirdiği onca sırrın altında kalacağı sırada imdadına yetişendim ve yetişmiştim,emanetimi aldım.Ama bilmezdi ki aldığım bu sır onun, bir yolcunun ölümüydü.Çünkü bana bırakacak sırrı kalmayan yolcu, yolcu değildi artık.

28.08.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder